İOkul zili çaldığında yalnızca dersler başlamaz aynı zamanda kalabalık sınıfların, bir arada çok vakit geçirmenin sonucu olarak çocuklarda salgın hastalıklar da harekete geçebilir. Çocuklar okul sıralarında, oyun alanlarında ve paylaştıkları eşyalarla farkında olmadan birçok bulaşıcı veya salgın hastalığa kapı aralayabilirler. Bağışıklık sistemleri bu hızla yayılan mikroplara karşı direnç gösterse de ebeveynler olarak bu tip durumlarda neler yapılabileceğini bilmek erken teşhis ve hızlı tedavi için önemlidir. Okul çağında çocuklarda en sık görülen bulaşıcı hastalıklar ile ilgili size rehber olabilecek bir yazı hazırladık.

Çocuklarda Bulaşıcı Hastalık Nedir?

Okul çağındaki çocuklar bağışıklık sistemleri henüz tam olarak gelişmediği için bulaşıcı hastalıklara karşı daha hassastır. Aynı zamanda toplu ortamlarda bulunmaları ve sık sık yakın temas içinde olmaları hastalıkların hızla yayılmasına neden olabilir. Bu dönemde en sık görülen bulaşıcı hastalıklar arasında grip, suçiçeği, kızamık, kabakulak ve boğmaca yer alır. Ayrıca solunum yolu enfeksiyonları, el, ayak ve ağız hastalığı gibi viral enfeksiyonlar da yaygın olarak görülmektedir. Hastalıklardan korunmak için düzenli aşılar, hijyen önlemleri ve hastalık belirtileri gösteren çocukların okula gönderilmemesi önemlidir. Velilerin ve öğretmenlerin, çocukları bu konuda bilgilendirmesi ve gerekli önlemleri alması, bulaşıcı hastalıkların yayılmasını engelleyerek sağlıklı bir okul ortamı oluşturulmasına katkı sağlar.

Bu hastalıklar genellikle öksürme, hapşırma gibi solunum yolu aracılığıyla ya da eşyaların ortak kullanımı, yoğun temas yoluyla yayılır. Okullarda hijyen kurallarına yeterince dikkat edilmemesi ve çocukların el yıkama alışkanlıklarının gelişmemiş olması, bu hastalıkların bulaşmasını kolaylaştırır. Çocuklar arasında sıkça yaşanan fiziksel temas ve ortak eşya kullanımı, bulaşıcı hastalıkların hızlı bir şekilde tüm sınıfı etkileyebilmesine yol açar. Bu yüzden okul ortamı hastalıkların kontrol edilemez biçimde yayılmasına neden olabilir.

Okullarda En Sık Görülen Bulaşıcı Hastalıklar

Okul ortamında en sık görülen bulaşıcı hastalıklar arasında nezle, soğuk algınlığı, grip, suçiçeği gibi çeşitli enfeksiyonlar yer alır. Nezle ve soğuk algınlığı, özellikle kış aylarında hızla yayılır. Bu hastalıklar genellikle rinovirüsler ve koronavirüsler gibi virüslerden kaynaklanır ve çocuklar arasında yakın temas, havadaki damlacıklar ve ortak kullanılan eşyalar yoluyla bulaşır.

Bilimsel verilere göre küçük çocuklar yılda ortalama yaklaşık 6-8 kez soğuk algınlığı geçirir. Özellikle okulda, aynı sınıfı paylaşan çocukların birbirine hastalık bulaştırma riski yüksektir. Nezle ve soğuk algınlığı, hafif seyrederken, grip gibi daha ciddi solunum yolu enfeksiyonları yüksek ateş ve halsizlik gibi şikayetlerle daha ağır geçebilir. Hijyen önlemleri, el yıkama ve kalabalık ortamlardan kaçınma gibi basit tedbirler, bu hastalıkların yayılmasını önemli ölçüde azaltabilir.

Bulaşıcı Hastalıklardan Korunma Yöntemleri

Okul çağındaki çocuklar sürekli bir arada bulunmaları ve oyun oynarken sık sık temas etmeleri nedeniyle bulaşıcı hastalıklara daha açık hale gelirler. Ancak alınacak basit önlemlerle bu hastalıklardan korunmak mümkündür. Çocukları hastalıklardan korumanın yolları genel olarak şöyledir:

1. El Yıkamanın Önemi: Düzenli el yıkama, mikropların yayılmasını engellemede en etkili yöntemlerden biridir. Özellikle tuvalet kullanımı sonrasında ve yemeklerden önce ellerin sabunla en az 20 saniye yıkanması önemlidir. Çocuklara doğru el yıkama alışkanlığı kazandırmak, okul ortamında hastalıkların yayılmasını büyük ölçüde azaltır.

2. Kişisel Hijyen: Çocuklara, düzenli olarak banyo yapmaları, tırnaklarını kesmeleri ve temiz kıyafetler giymeleri öğretilmelidir. Kişisel hijyen, bulaşıcı hastalıklara karşı en temel savunma mekanizmalarından biridir. Ayrıca çocukların ağız ve burunlarını kağıt mendille kapatmaları ve öksürük ile hapşırık sonrası ellerini yıkamaları gerekmektedir.

3. Okulda Hijyen Kuralları: Okullar, hijyenin sağlanması için düzenli olarak temizlenmelidir. Sınıflarda sık temas edilen yüzeyler (kapı kolları, sıralar) dezenfekte edilmelidir. Ayrıca çocukların kendi havlu, su şişesi, tarak gibi kişisel eşyalarını başkalarıyla paylaşmamaları gerektiği anlatılmalıdır.

4. Takviye Kullanımının Önemi: Vitamin ve mineral takviyeleri, özellikle bağışıklık sistemi için önemli olan D vitamini, çinko ve C vitamini gibi bileşenleri içermelidir. Bu takviyeler çocukların bağışıklığını güçlendirmeye yardımcı olarak hastalıklara karşı direncini artırır. Ancak takviye kullanımı mutlaka bir doktor kontrolünde olmalıdır.

5. Gerekli Aşılar ve Aşı Takvimi: Okul çağındaki çocuklar için aşılama, bulaşıcı hastalıklara karşı en etkili korunma yöntemlerinden biridir. Kızamık, kabakulak, su çiçeği, difteri, tetanoz ve boğmaca gibi hastalıklara karşı çocukların aşı takvimine uygun olarak aşılanmaları gerekmektedir. Aşı takvimi, düzenli olarak doktor kontrolünde takip edilmelidir.

6. Düzenli Doktor Kontrolleri: Düzenli sağlık kontrolleri, çocukların genel sağlık durumunun izlenmesi ve olası hastalıkların erken teşhisi için çok önemlidir. Yılda en az bir kez doktor muayenesine gidilmesi hem çocuğun genel sağlığı hem de bulaşıcı hastalıklardan korunma açısından kritik bir adımdır.

Bu basit ama etkili önlemler çocukların bulaşıcı hastalıklara karşı korunmasını sağlar ve sağlıklı bir okul yaşamı sürdürmelerine yardımcı olur. Hijyen ve sağlık bilincinin çocuklara küçük yaşta kazandırılması, uzun vadede sağlık sorunlarını önlemede büyük rol oynar.

Çocuklarda Bulaşıcı Hastalık Belirtileri 

Çocuklarda hastalıkların erken belirtilerini tanımak, enfeksiyonların yayılmasını önlemek ve çocuğun sağlığını korumak açısından çok önemlidir. Okula devam eden çocuklar arasında hastalıklar hızla yayılabildiği için ebeveynlerin ve öğretmenlerin bu belirtileri fark etmesi doğru zamanda müdahale edilmesi adına kritik bir rol oynar. Çocuklarda hastalık belirtilerini tanımak ve önlemler almak için bilinmesi gerekenler:

  • Ateş: Çocuğun vücut ısısının 38°C üzerine çıkması, vücudun enfeksiyona karşı savaştığını gösterir. Ateş, birçok hastalığın erken belirtisi olabilir.
  • Öksürük ve Boğaz Ağrısı: Öksürük, solunum yolu enfeksiyonlarının (soğuk algınlığı, grip) veya alerjilerin bir belirtisi olabilir. Boğaz ağrısı, genellikle viral ya da bakteriyel enfeksiyonlarla ilişkilidir.
  • Baş Ağrısı ve Halsizlik: Çocuklar hastalandığında baş ağrısı, halsizlik, enerji düşüklüğü ve uyuma isteği gibi genel belirtiler gösterebilir. Bu, genellikle enfeksiyonların ilk sinyalleridir.
  • Karın Ağrısı ve İshal: Mide ve bağırsak enfeksiyonlarının erken belirtileri arasında karın ağrısı, ishal ve kusma bulunur. Bu belirtiler, genellikle viral veya bakteriyel enfeksiyonlardan kaynaklanır.
  • Deri Döküntüleri: Kızarıklık, kaşıntı veya döküntü gibi deri reaksiyonları, çocuklarda su çiçeği, kızamık gibi bulaşıcı hastalıkların belirtileri olabilir.

Hasta Çocukların Okulda Bulunmaması Neden Önemli?

  • Hastalıkların Yayılmasını Önlemek: Hasta çocuklar okula gönderildiğinde diğer öğrencilere ve öğretmenlere hastalık bulaştırma riski oldukça yüksektir. Özellikle grip, nezle ve mide-bağırsak enfeksiyonları gibi bulaşıcı hastalıklar okul ortamında hızla yayılabilir.
  • Çocuğun Dinlenmesi Gerekliliği: Hasta bir çocuğun iyileşmesi için dinlenmeye ihtiyacı vardır. Okula devam etmek, iyileşme sürecini uzatabilir ve çocuğun kendisini daha kötü hissetmesine neden olabilir.
  • Sağlık Durumunun Kötüleşmesi: Çocuğun vücut direnci düşmüşse, başka enfeksiyonlara da açık hale gelebilir. Bu nedenle, hastalık belirtileri olan çocukların evde kalması ve iyileşene kadar okula gitmemesi gereklidir.

Salgın Hastalıklarda Okul Ortamında Alınabilecek Ek Önlemler

Okullarda çocukların sağlığını korumak için hijyen ve temizliğe özen göstermek büyük önem taşır. Kalabalık ortamlar, bulaşıcı hastalıkların hızla yayılabileceği yerlerdir. Bu nedenle, okul yönetimi ve öğretmenlerin alacağı önlemler hem çocukların sağlığını koruyacak hem de hastalıkların yayılmasını önleyecektir. Okul ortamında alınabilecek ek önlemler şöyledir:

  • Sınıfların düzenli olarak temizlenmesi ve dezenfekte edilmesi, mikropların yayılmasını engellemek için kritik bir adımdır. Özellikle sık dokunulan yüzeyler (kapı kolları, sıralar, ışık düğmeleri) günlük olarak dezenfekte edilmelidir.
  • El dezenfektanı ve sabun gibi hijyen ürünlerinin sınıf içinde ve okul genelinde bulunması sağlanmalıdır. Öğrencilerin ders öncesi ve sonrası ellerini yıkamaları veya dezenfekte etmeleri teşvik edilmelidir.
  • Gerektiğinde sınıf düzeni sosyal mesafeyi koruyacak şekilde ayarlanmalıdır. Öğrenciler arasında en az 1 metre mesafe bırakılarak sıraların düzenlenmesi, bulaşıcı hastalıkların yayılmasını önleyebilir. Kalabalık sınıflarda, öğrenci sayısının azaltılması veya derslerin dönüşümlü yapılması değerlendirilebilir. 
  • Özellikle grip veya soğuk algınlığı gibi salgın dönemlerinde maske kullanımı etkili bir korunma yöntemi olabilir. Hastalık belirtileri gösteren öğrenciler ve öğretmenlerin maske takması, virüslerin havadan yayılmasını önemli ölçüde azaltır. 
  • Sınıfların iyi havalandırılması, virüslerin ve mikropların yayılma riskini azaltır. Ders aralarında sınıf camlarının açılması ve sınıfa temiz hava girmesi sağlanmalıdır. Bu, kapalı ortamda hastalıkların yayılmasını engellemenin en basit yollarından biridir.
  • Öğrencilere, kişisel eşyalarını (kalem, defter, su şişesi, maske gibi) paylaşmamaları gerektiği öğretilmelidir. Kişisel hijyen kurallarına dikkat etmek, enfeksiyonların yayılmasını önemli ölçüde önler.
  • Eğer bir öğrenci hastalık belirtileri gösteriyorsa diğer çocuklara bulaştırmamak adına hızlıca izole edilmeli ve ailesi bilgilendirilmelidir. Öğrenci, tamamen iyileşene kadar evde dinlenmeli ve okula dönmemelidir.

Bu önlemler, okul ortamında hem öğrencilerin hem de öğretmenlerin sağlığını korumaya yardımcı olur ve bulaşıcı hastalıkların yayılma riskini minimize eder. Hijyen, mesafe ve sağlık kontrollerine dikkat ederek güvenli bir eğitim ortamı sağlanabilir.

Okulda En Sık Görülen Bulaşıcı Hastalıklar

Okullarda en sık görülen bulaşıcı hastalıklar şunlardır:

Çocuklarda Soğuk Algınlığı, Grip ve Nezle

Burun tıkanıklığı, hapşırma, öksürük, hafif ateş ve halsizlik gibi belirtiler ile başlayan bu hastalık en yaygın okul çağı hastalığıdır. Dinlenme ve bağışıklık sistemini güçlendirecek desteklerle kolaylıkla atlatılabilir.

Grip Aşısı Yaptırmalı mıyım?

Gripten korunmanın en etkili yollarından biri aşıdır. Dünya Sağlık Örgütü ve uzmanlar, özellikle 6 ay ve üzeri çocuklar için yıllık grip aşısını önermektedir. Aşı, çocuğunuzu ciddi grip komplikasyonlarına karşı korur ve bağışıklık sisteminin virüsle savaşmasına yardımcı olur. Ayrıca okul ve kreş gibi kalabalık ortamlarda yayılımı azaltır. Grip aşısı, çocuğunuzun sağlığı için güçlü bir savunmadır. 

Çocuklarda Gastroenterit Hastalıklar

Gastroenterit, mide ve bağırsakların enfeksiyonudur ve çocuklarda sıkça ishal, kusma, karın ağrısı ve bazen hafif ateş gibi belirtilerle kendini gösterir. Çoğunluklar arasında yaygın olan rota virüsü ve novovirüs kaynaklı olan bu enfeksiyonlar, özellikle kreş ve okul ortamlarında hızla yayılır. İshal salgınları, çocuklarda su kaybına (dehidrasyon) yol açabileceği için ciddi bir sağlık sorunu haline gelebilir. Bu sebeple ilk olarak su kaybının yerine konması gerekmektedir. Sıvı tüketimi ivedilikle arttırılmalıdır. Beslenme programına muz, pirinç ve patates gibi sindirimi kolay, elma püresi gibi lif oranı ve mineral değeri yüksek besinler eklenerek çabuk iyileşme sağlanabilir. 

İshal dönemlerinde sindirimi zor süt ürünleri, yağlı yiyecekler, hayvansal protein, yüksek lifli gıdalar ve kuruyemişler tüketilmemelidir. 

İshal Salgınında Probiyotiklerin Önemi

Probiyotikler, bağırsaklardaki yararlı bakterileri destekleyen ve sindirim sisteminin dengede kalmasını sağlayan mikroorganizmalardır. Çocuklarda ishal sırasında veya sonrasında probiyotik kullanımı, bağırsak florasını düzenlemeye ve iyileşme sürecini hızlandırmaya yardımcı olur. Probiyotik içeren yoğurtlar, kefirler veya doktorun önerdiği takviyeler, çocuklarda bağışıklık sistemini güçlendirir ve sindirim sistemini korur.

Çocuğunuzun gastroenteritten korunmasını sağlamak güçlü hijyen alışkanlıkları ve doğru beslenme ile mümkündür. Probiyotikler ise bu süreci daha sağlıklı bir şekilde atlatmalarına yardımcı olur.

Çocuklarda Suçiçeği

Suçiçeği, çocuklarda sık görülen, varicella-zoster virüsünün neden olduğu vücudun birçok yerinde kırmızı, küçük ve içi sıvı dolu lezyonların meydana geldiği bulaşıcı bir hastalıktır. Çoğunlukla hafif seyretse de komplikasyonlara yol açabileceğinden dikkat edilmesi gereken bir enfeksiyondur. 

Başlıca belirtileri kaşıntılı döküntü, içi sıvı dolu kabarcıklar, ateş, yorgunluk, halsizlik, baş ve karın ağrısıdır. Mutlaka doktora gidilmeli ve önerilen tedavi takip edilmelidir. Sosyal izolasyon bulaşmanın artmaması için kritiktir. 

Suçiçeği virüsüne karşı en etkili korunma yöntemi aşıdır. Suçiçeği aşısı, çocuklara genellikle 12-15 aylıkken yapılır ve ikinci doz 4-6 yaş arasında uygulanır. Aşılama, çocukları hastalığın ciddi formlarından ve olası komplikasyonlardan korur. Ayrıca bağışıklık kazanan çocuklar hastalığı başkalarına bulaştırmaz. Böylece salgınlar önlenmiş olur.

Çocuklarda Kızamık

Kızamık, çocuklarda hızlıca yayılan ve ciddi sağlık sorunlarına yol açabilen bir hastalıktır. Erken çocukluk döneminde yapılacak aşılama en etkin başa çıkma yöntemidir. Kızamık virüsü, havada dolaşan damlacıklar aracılığıyla hızlıca ve kolayca bulaşır. Belirtileri genellikle enfeksiyondan 10-12 gün sonra ortaya çıkar. Yüksek ateş, kırmızı döküntüler, ağız içinde diş etleri üzerinde görülen küçük beyaz lekeler (kolik lekeleri) en yaygın belirtilerdir. Böyle bir rahatsızlıkta çok acil bir şekilde bir sağlık kurumuna başvurulmalıdır. 

Kızamıkta Aşılamanın Önemi

Kızamık aşısı, çocukların kızamık virüsüne karşı korunmasını sağlayan en etkili yöntemdir. Aşı genellikle 12 aylıkken uygulanır ve ikinci doz 4 yaşında yapılır. Aşılama, hastalığın önlenmesi, salgınların önüne geçilmesi daha da önemlisi sonu ölümle sonuçlanabilecek kadar ciddi komplikasyonların önüne geçilmesi için elzemdir. 

Çocuklarda Boğmaca

Boğmaca, özellikle bebekler ve küçük çocuklar için tehlikeli olabilen, Bordetella pertussis adlı bakterinin neden olduğu ciddi bir solunum yolu enfeksiyonudur. Şiddetli öksürük nöbetleri ve solunum güçlüğü, morarma, yoğun öksürük sebebi ile kusma gibi belirtileri ile bilinir.

Boğmacada Aşılamanın Önemi

Boğmacaya karşı tek ve en etkili koruma, aşı ile sağlanır. DTaB aşısı, difteri, tetanoz ve boğmacaya karşı koruma sağlar ve 2, 4, 6, 18. ayda ve 4-6 yaşında olmak üzere toplam beş kez yapılmaktadır. Aşı, boğmacanın yayılmasını önler ve çocukları bu tehlikeli hastalığın komplikasyonlarından korur.

Çocuklarda El-Ayak-Ağız Hastalığı

El-Ayak-Ağız Hastalığı, genellikle çocukları etkileyen, viral bir enfeksiyondur. Özellikle yaz ve sonbahar aylarında daha sık görülür. Çoğunlukla Koksaki Virüs A16 ve Enterovirüs 71 tarafından tetiklenir. Virüs, enfekte de kişilerin dışkısı, tükürüğü veya burun salgılarıyla temas sonucu bulaşabilir. Kreşler gibi kalabalık yerlerde kolayca yayılma riski vardır. 

Hastalık, ismiyle özdeşleşen el, ayak ve ağız bölgelerinde ortaya çıkan döküntülerle kendini gösterir. Belirtileri ateş, ağız içinde ciddi yaralar, el-ayak-kalça bölgesine büyük ve belirgin kabarcıklar, iştahsızlık ve halsizliktir. 

El ayak hastalığının döküntülü durumu ciddi rahatsızlık verici bir durumdur ve doktorların önerdiği rahatlatıcı kremler ile acı dindirilebilir. Tedavisi doktor önerisi eşliğinde yapılmalıdır. 

Genellikle hafif seyreder ve birkaç hafta içinde kendiliğinden iyileşir, ancak hijyen ve izolasyon, hem hastalığın yayılmasını engellemek hem de çocuğun daha rahat iyileşmesini sağlamak açısından önemlidir.

Çocuklarda Uyuz

Uyuz, Sarcoptes scabiei adı verilen mikroskobik bir parazitin neden olduğu, ciltte yoğun kaşıntı ve döküntü ile kendini gösteren bir deri enfeksiyonudur. Çocuklar arasında oldukça bulaşıcıdır ve özellikle kalabalık yaşam alanlarında hızla yayılabilir. Şiddetli kaşıntı, ciltte kırmız döküntüler, deride kabuklanma ya da yaralar, ve deride ince tünel izleri en yaygın belirtilerdir. Uyuz tedavi edilebilir bir hastalık olsa da erken teşhis ve doğru önlemler alınması hastalığın yayılmasını önlemek için önemlidir. 

Uyuz Bulaşma Şekilleri

  • Cilt Teması: Uyuz, genellikle enfekte bir kişiyle doğrudan ve uzun süreli cilt temasıyla bulaşır. Çocuklar, oyun sırasında yakın temas kurdukları için bulaşma riski yüksektir.
  • Ortak Kullanım Eşyaları: Uyuz, havlu, yatak örtüsü, giysi gibi eşyaların paylaşılması yoluyla da bulaşabilir. Bu tarz eşyalar mümkün olduğunca paylaşılmamalıdır.

Uyuz Tedavisi Nasıl yapılır? 

Uyuz hastalığının tedavisinde topikal cilt ilaçları kullanılır. En yaygın kullanılan tedavi, permetrin içeren kremler veya losyonlardır. Bu ilaçlar, parazitleri öldürmek için cilde uygulanır ve genellikle bir hafta boyunca kullanılır.

Uyuz tedavisinde aromaterapi de etkin bir yöntem olabilir. 10 damla niaouli ve 10 damla lavanta uçucu yağları eklenerek yapılan karışım her gece yıkanmış temizlenmiş cilde sprey olarak uygulanır. Bunu takiben topikal krem ya da %5 neem ile hazırlanan hazırladığımız vücut merhemi uygulanabilir. 

En doğru tedavi şekline doktorunuz ile karar verebilirsiniz.